Vezikoüreteral Reflü

(Mesaneden Böbreğe İdrarın Geri Kaçması)

Normal şartlarda üriner sitemdeki idrar akımı böbreklerden mesaneye (idrar torbası) doğru olur ve her zaman tek yönlüdür. Fakat bazı çocuklarda bu idrar akım mesaneden böbreklere doğru gerçekleşir. Bu duruma vezikoüreteral reflü (VUR) denir. 100 çocuktan birinde izlenir. VUR mesane ile üreterlerin (böbrek ile mesane arasında idrar taşıyan ince kanallar) birleşme açısının bozuk olması, mesanede depolanma ve işeme basınçlarının normalden yüksek olması gibi sebeplerden dolayı gelişebilir. Doğumsal olabileceği gibi sonradan da gelişebilir. Klinik şikayetlerin şiddeti çok hafif veya ağır olabilecek geniş bir spekturuma sahiptir. Hatta vakaların çoğunda VUR olmasına rağmen hastalık belirtisi veya hasar yapmadan hayatını sürdürebilir. Genellikle idrar yolu enfeksiyonu ile belirti verir. Bu idrar yolu enfeksiyonlarına ateş de eşlik ediyorsa (piyelonefrit, üst idrar yol enfeksiyonu) böbrekte hasar bırakarak iyileşme ihtimali yüksektir. Bu hasarın fazla miktarda olması etkilenen böbrekte işlev yetmezliği, hipertansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Mesaneye bağlı işeme fonksiyon bozukluklarının eşlik etmesi kliniği daha karmaşık hale getirebilir.

Tanısında işeme sistoüretrografisi (VCU; idrar yoluna konulan ince bir sonda ile çekilen renkli işeme filmi) görğütüleme tetkiki kullanılır. Kaçağın şiddeti hafiften ağıra 1 ile 5’e kadar derecelendirilir. VUR tespite edilen hastalarda DMSA sintigrafisi yaptırılarak böbrekteki hasar seviyesi belirlenir. Hastanın işeme bozukluğu sorgulanarak gerekirse bu yönde de tedavisi genişletilir.

Hafif derecelerde VUR’u olup böbrek hasarı minimal, klinik sorunu olmayan hastalarda herhangi bir müdahale gerekmeyip takip yeterli olabilir. Bazı çocuklara uzun sure koruyucu antibiyotik tedavisi verilmesi gerekebilir. Gerekli olan vakalarda çeşitli cerrahi seçenekleri söz konusudur. Kapalı bir ameliyat yaklaşımı olan STING, ameliyat süresi kısa başarı oranları açık ameliyata nazaran düşük bir yüntemdir. Açık ameliyat prosğdğrlerinin cerrahi başarısı oldukça yüksek olsa da önemli olan nokta hastanın genel çok yönlü olarak değerlendirilip hangi hasta grubunda müdahele gereğinin olduğunun belirlenmesi ve uygun cerrahi tekniğin uygulanmasıdır.