İnmemiş Testis (Kriptorşitizm)
Tüm erkek bebeklerin testisler (erbezleri) anne karnındaki doğumdan öncesi dönemde karın boşluklarında olur. Doğum yaklaştıkça bu testisler karın içinde bir yol izleyip kasık kanalına, oradan da nihai yerleri olan torbalara (skrotum) ulaşıp yerleşirler. Bu göç esnasında testin torbaya ulaşamayıp yol üzerinde kalmasına inmemiş testis denir. Doğum esnasında inmemiş testis olan bebeklerin bir kısmında ilk 6 ay içerisinde testisin torbaya ulaşabileceği bilinmektedir. Fakat bu gecikmiş iniş için 6 aydan fazla beklenmesi yersiz olup uzman kontrolü gerekmektedir.
Tek taraflı olabileceğii gibi iki taraflı da olabilir. Vakaların çoğunda testisin kasık bölgesinde kaldığı izlenir(%80). Doktor ve hatta bazen ailenin muayesinde kasık bölgesinde testis ele gelir ve torbaya indirilemez. Nadiren testis henüz karın içerisinden çıkmamış veya anne karnındaki süreçte kanlanması bozularak yok olmaya gitmiş de olabilir. Bu durumda muayene esnasında o tarafta testis ele gelmez (%20).
Retraktil (utangaç) testis ise ayrı bir durumdur. Bu durumda testis zaman zaman torbada zaman zaman kasık kanalında durur. Testis damarlarını saran kasların aşırı aktifliğinin bu duruma neden olduğu düşünülmektedir. Müdahele gerekliliği testisin hacim kaybı durumuna, torbada geçirdiği süreye göre belirlenir. Genellikle takipte kalmaları önerilir. Nadiren inmemiş testis hali alıp müdaheleye ihtiyaç duyarlar.
Normalde erkeklerde torba kısmının sıcaklığı vücut ısısından 1-2 derece daha azdır. Testisin daha soğuk olan bualana ulaşamaması ısı etkisine maruz kalıp sperm üretme kabiliyetinin azalmasına neden olur. Tek taraflı vakalarda kısırlık sağlan bir testisin bulunması nedeni ile toplumdakinden daha fazla olmasa da iki taraflı vakalarda artmış kısırlık sorunu vardır. Bir diğer dezavantj ise torbaya yerleşmemiş testiste topluma nazaran artmış testis kanseri riskidir. Ayrıca ileri aşlarda pikolojik sorunlara da neden olur. Bu olumsuz etkiler testis nekadar yukarıda takıldıysa ve ne kadar geç yerine indirilirse o denli fazla olur. Bu sebeplerden ötürü seviyesi ne olursa olsun müdahele edilip torbasına indirilmelidirler. Müdahele sonrasında mevcut riskler sıfırlanmasa da sabit kalması sağlanmış olur.
Tanısında konunun uzmanı tarafından yapılan fizik muayene yeterlidir. Ultrasonografi, MR gibi ileri tetkiklerin tanıda yeri yoktur.
Tedavi için en uygun zaman genel anestezi risklerinin nispeten azalmaya başladığı ve testisin henüz önemli derecede etkilenmediği 6-12. aylardır. Muayenede ele gelen testislerde kesin ve yaygın olan tedavi cerrahidir. Cerrahisindeki prensip testis ortaya çıkarıldıktan sonra birçok inmemiş testis hastasında eşlik eden kasık fıtığının da onarılarak torbasına ulaştırılması ve doğru yerine sabitlenmesidir. Başarı oranı yüksek bir cerrahidir. Muayene esnasında ele gelmeyen testislerde yaklaşım farklıdır. testisin karın içinde mi kaldığı ya da inişi esnasında kendi kanlanmasını bozarak yokolmaya mı gittiğinin aydınlığa kavuşturulması gerekir. Testisin karın içinde bulunup bulunmadığı ve yerleşimi laparoskopik (Göbekten karın iöçerisine ışıklı alet ile girilip testisin varlığının tespiti, mevcut ise kapalı olarak yerine indirilmesi) yöntem ile sağlanır.
Nadir vakalarda hormon tedavisi de uygulanabilir. Hastanın yaşına göre Testisin torbaya yakın olduğu vakalarda tercih edilebilir. Başarı oranı cerrahiye göre düşüktür. Torbadave peniste büyüme, genital bçlgede kıllanma artışı, hormn kullanım dönemlerinde agresiflik gibi geçici yan etkiler oluşabilir.